“`html
Üzücü Bir Olay: Yargısız İnfaz mı?
Bu vahim olayın ardında yatan soru şu: Kaç köylü daha kaçakçılık suçlamasıyla göz ardı edilmeli veya haksız yere can vermeli?
Hatırlayın…
28 Aralık 2011 gecesi, Irak’tan kaçak mazot ve sigara getiren Şırnak Uludereli köylüler, savaş uçaklarıyla bombardımana maruz kaldı. Bu olayda, 17’si çocuk 34 köylü hayatını kaybetmişti.
Uludere olayının 13. yıldönümünde, Türkiye-İran sınırına yakın Van’ın Özalp ilçesinde, Seyithan Durdu isimli bir köylü, kaçakçılık suçlamasıyla askerler tarafından vuruldu.
Kaçakçılara Destek Veriyordu
Seyithan Durdu, 34 yaşında bir baba ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bir adamdı.
Dört çocuğu olan Durdu, zaman zaman İran’dan Türkiye’ye yasadışı yollarla göçmen getiren şebekelere yardım etmesi karşılığında para kazanıyordu.
Ancak, bu durumu bir yaşam tarzı haline getirmesi adaletle mi sonuçlandı?
Durdu, kardeşi Zübeyt ve 15 yaşındaki yeğeni Ş.D. ile birlikte, 28 Aralık 2024’te Aşağı Tulgalı Mahallesi’nde kaçak göçmenlerle buluşup, Dönerdere köyüne doğru yola çıktı.
Sabah 4 sularında, göçmenler minibüse bindirilirken; Durdu’lar atlarla Bakışık köyü yönüne ilerliyordu.
Ve Olay Gerçekleşti
Bu esnada, Özalp 2. Hudut Taburu 3. Hudut Bölüğü Tulgalı Hudut Karakolu’
Göçmenleri ve Durdu’ları takibe alan askeri ekip, iddiaya göre herhangi bir dur ihtarında bulunmadan ateş açtı.
Ş.D. yaşananları şöyle ifade etti:
“Dere tarafına ilerlerken, bir araç bize doğru geliyordu. Yerde buz vardı ve ben ile Seyithan yere düştük. Hızla ata bindik ve kanaldan geçtik. O sırada araç peşimizdeydi. Araçtaki iki kişi tüfekle iki el ateş etti. İlk mermi Seyithan’a isabet etti. Seyithan bağırdı ve yere düştü. Atın yanına inerek, ‘Ne oldu?’ diye sordum, ‘Mermi sıktınız’ dedim; ‘Biz değiliz’ dediler. Çekip gittiler.”
Sonrasındaki gelişmeler ise felaketti…
Durdu’yu vurduktan sonra yaralıya yardım etmeden olay yerinden ayrılan askerler, durumu Özalp İlçe Jandarma Komutanlığı’na veya 112 Acil’e bildirmedi.
Ş.D., amcalarını ve kuzenlerini arayarak yardım istedi.
Atlar kaçtığı için Durdu’yu battaniyeye sararak ışık altında sürükleyip yola çıkardılar. Ancak çabaları, genç adamın hayatını kurtarmaya yetmedi.
Askerlerin Çelişkili İfadeleri
Askerler, olaydan sonra iletişim kurmadı. İlk olarak Durdu’nun yeğenleri sorumlu tutulurken, 1 Ocak 2025’te üç asker gözaltına alındı. Ateş eden askerin komutanı Y.A. idi.
“Onlar 100 metre kadar önümüzdeydiler. İki el havaya ateş ettim. M.Ç. ve ben, göçmenlerin yanına gittiğimizde kimseyi görmedim,” dedi.
Üsteğmen M.Ç. ise, Y.A.’nın atlılara ateş açtığını belirtti ve şöyle söyledi:
“Atlılar durmadı, bu sebepten havaya ateş ettik. Ancak atlıları göremedik,” dedi. İddialara göre, M.Ç. olay günü Y.A.’ya talimatlar göndermişti.
Y.A., tutuklanırken, diğer iki asker serbest bırakıldı.
CHP’ye Katılım Tartışmaları
Bağımsız İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, bir televizyon programında CHP’ye katılabileceği sinyali verdi. Şunları söyledi:
“Siyaset yapmayı düşünüyorsam, CHP’nin seçmeni bizi destekleyebilir. Gelecekte CHP’de siyaset yapabilirim.”
Enginyurt’un, CHP yönetimi ile görüşmeleri sürüyor. Demokrat Parti’den istifa eden İzmir Milletvekili Salih Uzun’un da CHP’ye geçişi gündemde.
Her iki isim, önümüzdeki hafta CHP grup toplantısında katılım sağlayabilir.
DEM Partisi Ziyaretleri Devam Ediyor
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile MHP lideri Devlet Bahçeli’ye geçen hafta ziyarette bulunan DEM Partisi yöneticileri, Gelecek Partisi ve AK Parti ile görüşmeye devam ediyor.
DEM heyetinin CHP ile henüz bir görüşme gerçekleştirmediği ve görüşmelerin nasıl sonuçlanacağı merak ediliyor.
Büyük Bir Kaybın Ardından
75 yaşındaki Zühre Ermiş’in Balıkesir Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak, kızı Vildan Tok itirazlar ve belgelerle süreci yürütmeye çalışıyor. Tok, annesinin hastanedeki kaybının ihmal sonucu olduğunu iddia ediyor ve hastane ile Sağlık Bakanlığı’na başvurmuş durumda.
“Dokuz gün her şey yolundayken, onuncu gün entübe etmek istediler. Bu durumu sormak istiyorum,” diyor Tok.
Mağdur Tanıkların Yargılanması
Cinayet tanıkları Ş.D. ve Zübeyt D., göçmen kaçakçılığı suçlamasıyla cezaevine gönderilirken, olayın gerçek failleri üzerindeki baskılar sürmekte.
Avukat Özal Bedir, “Bu tür yargısız infazların önüne geçilmesi için gerekli adımlar atılmalı.” diyerek adalet çağrısında bulundu.
“`